SATILDI

Mustafa Ata (1945 - ) Sanatçı Bilgisi İçin Tıklayınız

"Figürlü Kompozisyon"

Ata'nın Figürle Hesaplaşması: Bugüne dek yaşamın her an değişebilirliğini, insan bedeninin devinimini renkle sentezleyerek anlatmaya çalışan Ata ayrıca, kah Matisse’in renklerinden kah George La Tour’nun ışık-gölgesinden yararlanıyor. Doğumla yaşam arasında insanoğlunun ruhunda süregelen bitip tükenmez hareketin, yaşamın sorgulanması burada anlatılan. Elbette sanatçı, figürle ve kendi varlığıyla da hesaplaşıyor. Bu yüzden kendisinin de söylediği gibi; yaşama dair her şeyi bu figürlerde görebiliyoruz. Resminin temelini 20. yüzyıl başında ortaya çıkan Alman dışavurumcuları oluşturan ve rengin tüm verilerini anlatımı güçlendirmek için kullanan Ata, aslında teknik olarak eski bir dil kullanıyor. Ancak söyledikleri bugüne, çağdaş insanın kendi kendini özümlemelerine ilişkin…

Esra Aliçavuşoğlu (Radikal Gazetesi, 26 Aralık 2000), “Mustafa Ata Retrospektif 2012”, Beltaş Yayınları, 2012, Sayfa: 296, 297

Tuval üzeri yağlı boya

97 x 130 cm

1987, imzalı

Provenans: Eski Alber Şaul Koleksiyonu

Tahmini Değer:350.000TL - 450.000TL

Peyiniz: TL

Güncel Fiyat: TL Lot Sizde Değil Lot Sizde

Komisyon: 10% K.D.V.: 110.000,00 TL Toplam Maliyet: 660.000,00 TL

Mustafa Ata

Mustafa Ata

Mustafa Ata (1945 - )

1945 yılında Trabzon’da doğdu. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (şimdiki adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) Resim Bölümü Adnan Çoker Atölyesi’nde öğrenim gördü. 1971, 1973, 1980-81, 1990-91 yıllarında değişik Avrupa ülkelerinin sanat merkezlerinde araştırmalar yaptı. Münih, Kassel, Kopenhag, Tokyo, Darmstadt, Philadelphia, Kahire’de sergilere katıldı. 1978’de "Sentetik Plastik Malzemeler, Biçimlendirme Yöntemleri, Sanatta Kullanımı" adlı kitabı yayınlandı. 

 

Figürle meşguldür fakat figür resmetmiyor Ata. Modelden çalışmıyor, fotoğraf ya da basılı imgeden yola çıkmıyor. Boş yüzeye bir desen atıp onu jestlerle sargılamıyor. Soyutlamıyor, dışa vurmuyor, kütleyi çözündürmekle de ilgili değil. Resmetme sürecinde üretiyor ne üretiyorsa. Kestiriyor daha çok da, duyumların o sınırsız uzamdan kaçıp kurtulacağı gedikleri kolluyor. Figür resmetmiyor Ata, beden imgesi de. Bir beden olmanın asgari eşiğinde; yani daima hareket halinde, beden-imgeler üretiyor yalnızca. Bir hareket eşiğinde karşılarlar birbirlerini, yani bir araya gelişleri bir durumu, olayı, hikaye ediyor değil. Acı, hüzün, öfke, yalnızlık, bütün o ‘insan halleri’ de yok. Duygu değil, yalnızca duyumlar, hız yavaşlık, yatışmışlık, patlama… ‘Kaçış çizgileri adeta, sonsuzun bunalıcı kuşatmasından sıyrılıp, yaşama katılmaya imkan veren çizgiler. 

 

Figürü baz alan sanatçının resimleri başından beri dışavurumcu ve renkçidir. Başta biçimin ön planda oluğu kompozisyonları uzun yılların çalışma ve deneyimiyle biçimin neredeyse ikinci planda tutulduğu yeni bir anlatıma doğru kaymıştır ama renk kaçınılmaz elemanıdır. Geniş fırça tuşlarının egemen olduğu bir teknik doğrultusunda, figürü aktif bir devingenlik imajının temel öğesi olarak değerlendirdiği resimlerinde, yüzey ve espas ikilemi görsel bir sorunsallık kapsamında ele alınmakta ve renkçi bir anlayış ile çözümlenmektedir. Ankara, İzmir, İstanbul Resim ve Heykel müzelerinde, Yurtiçi ve Yurtdışı Özel ve Resmi koleksiyonlarda eserleri bulunan sanatçı yaşamını ve çalışmalarını İstanbul’da sürdürmekte ve Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmıştır.  Çalışmalarını  ve yaşamını İstanbul'da sürdürmektedir.